6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş’ta meydana gelen büyük depremler Türkiye’yi derinden sarstı. Ancak bölgede sismik hareketlilik hala devam ediyor. 19 Ekim 2024’te Kahramanmaraş-Bulanık’ta yaşanan 4.4 büyüklüğündeki deprem, endişeleri yeniden artırdı. Depremin ardından Prof. Dr. Naci Görür, dikkat çeken açıklamalarda bulunarak, daha büyük kırılmalar yaşanabileceği konusunda uyardı. Görür, bu depremin 6 Şubat'ta kırılan faylarla ilişkili olduğunu ve bölgede halen stres birikiminin sürdüğünü belirtti.
19 Ekim Kahramanmaraş Depremi ve Sismik Hareketlilik Devam Ediyor
Türkiye bir deprem ülkesi olmanın acı gerçekleriyle bir kez daha yüzleşti. Malatya’da birkaç gün önce meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem ve hemen ardından Kahramanmaraş’ta yaşanan 4.4'lük deprem, depremlerin hala sona ermediğini gösteriyor. Naci Görür’ün yaptığı açıklamalar ise bu durumun tehlikesini gözler önüne serdi.
Naci Görür’ün Deprem Yorumu: Ters ve Bindirme Fayları Kırılma Potansiyeli Taşıyor
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Naci Görür, Kahramanmaraş Fay Zonu’nun kritik bir stres birikimine sahip olduğunu belirtti. Açıklamasında, bu bölgedeki hareketliliğin büyük ölçüde ters ve bindirme fayları ile karakteristik olduğunu ifade eden Görür, Kahramanmaraş depremlerinin ardından Ölü Deniz ve DAF (Doğu Anadolu Fayı) segmentlerinde kırılmalar yaşandığını da hatırlattı. Görür, “Bu zonun kırılması bekleniyordu” diyerek yeni bir kırılmanın olası sonuçlarına işaret etti.
6 Şubat Depremlerinden Sonra Stres Transferi Riskleri Devam Ediyor
Kahramanmaraş ve Malatya’da peş peşe yaşanan sarsıntılar, uzmanların sıklıkla dile getirdiği "stres transferi" kavramını yeniden gündeme taşıdı. 6 Şubat depremleri, büyük fay zonlarında yeni kırılmaları tetikleyebilecek boyutta stres birikimlerine yol açmıştı. Prof. Dr. Naci Görür, bu duruma dikkat çekerek, "Kırılmaların tamamlanmasıyla yeni depremler tetiklenebilir" uyarısında bulundu.
DAF, Ölü Deniz ve Çardak-Erkenek fay hatlarının birleşim noktasında yaşanan sismik hareketlilik, bu bölgede artan stresin yeni bir kırılma yaratma potansiyelini artırdığını gösteriyor. Stres transferi nedeniyle komşu fay hatlarının tetiklenebileceğini ifade eden Görür, 6 Şubat depremleri sonrası oluşan bu riskin devam ettiğini belirtti.
Kahramanmaraş Fay Zonu Nedir? Neden Kritik?
Naci Görür’ün dikkat çektiği Kahramanmaraş Fay Zonu, farklı fay sistemlerinin kesiştiği kritik bir bölge. DAF (Doğu Anadolu Fayı) ve Ölü Deniz Fay Hattı gibi büyük sistemlerin buluştuğu bu bölge, yüksek deprem riski taşıyan bir zon olarak biliniyor. Özellikle 6 Şubat depremleri, bölgedeki fay hatlarının önemli bir kısmını harekete geçirmiş olsa da, halen kırılma potansiyeli taşıyan fay parçalarının varlığı bilimsel raporlarda vurgulanıyor.
Bölgedeki ters faylar, daha önce oluşmuş depremler sonrası yüzey kırıklarının yer değiştirmesi ve yeniden birikmiş olan enerjinin serbest kalması anlamına geliyor. Bu nedenle Kahramanmaraş gibi bölgelerde, bir deprem sonrasında bile artan hareketlilik uzun süre devam edebiliyor.
Malatya ve Kahramanmaraş Depremleri Birbirini Tetikler mi?
Malatya ve Kahramanmaraş’ta kısa süre aralıklarla yaşanan depremler, fay hatlarının birbiriyle bağlantılı olma ihtimalini artırıyor. Naci Görür'ün açıklamasına göre, Malatya'daki 5.9 büyüklüğündeki sarsıntı, Kahramanmaraş bölgesindeki fay hatlarında yeni bir stres transferine neden olmuş olabilir. Böyle bir durumda, özellikle kritik noktalar üzerindeki yük daha da artacak ve yeni kırılmaların önünü açacaktır.
Deprem Bölgesinde Alınacak Önlemler ve Uzman Uyarıları
Naci Görür'ün yaptığı uyarılar, bölgedeki vatandaşlar ve yerel yöneticiler için önemli bir uyarı niteliğinde. Uzmanlar, stres altındaki bu fay hatlarının gözlemlenmesi ve yeni depremlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini belirtiyor. Özellikle:
- Kahramanmaraş ve çevre illerde yapılan binaların depreme dayanıklılığı artırılmalı.
- Afet yönetim planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gerekiyor.
- Erken uyarı sistemleri aktif hale getirilmeli ve halk, olası depremlere karşı bilgilendirilmelidir.
Naci Görür, özellikle bu bölgede yaşayan halkın, deprem anında nasıl hareket edeceklerini bilmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Herkesin acil durum planına sahip olması ve afet çantası bulundurması öneriliyor.
6 Şubat Depremleri Neden Bu Kadar Yıkıcıydı?
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremleri, büyük çaplı yıkımlara neden olmuştu. 9 saat arayla meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki bu depremler, Doğu Anadolu Fayı üzerinde daha önce kırılmamış segmentlerin harekete geçmesiyle oluşmuştu. Bu depremler sonrası bölgedeki tüm şehirlerde büyük hasar meydana gelmiş ve çok sayıda vatandaş hayatını kaybetmişti.
Görür, bu depremlerden sonra bölgedeki tüm fay hatlarının dikkatle izlenmesi gerektiğini vurgulamış ve kırılmamış fay zonlarına karşı halkı uyarmıştı.
Kahramanmaraş Depremi ve Naci Görür'ün Öngörüleri Gerçekleşiyor mu?
Prof. Dr. Naci Görür, yıllardır Türkiye’nin deprem tehlikesine karşı hazırlıklı olması gerektiğini savunan isimlerden biri. Kahramanmaraş ve Malatya gibi bölgelerde yaşanan depremler, Görür’ün daha önce yaptığı uyarıların ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle Doğu Anadolu Fayı ve Ölü Deniz Fay Hattı gibi büyük fay hatlarının sürekli olarak hareket halinde olması, bu bölgedeki tehlikeyi gözler önüne seriyor.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Naci Görür, Kahramanmaraş depremleri için ne dedi?
Naci Görür, Kahramanmaraş’taki son depremler için, "Bu zonun kırılması bekleniyordu" diyerek yeni kırılmaların olabileceği uyarısında bulundu.
2. 6 Şubat depremleri sonrası hangi fay hatları kırıldı?
6 Şubat depremleri sırasında Doğu Anadolu Fayı (DAF) ve Ölü Deniz Fay Hattı üzerinde kırılmalar yaşandı.
3. Malatya ve Kahramanmaraş depremleri birbirini tetikleyebilir mi?
Evet. Naci Görür’e göre, Malatya ve Kahramanmaraş’taki faylar arasında stres transferi yaşanmış olabilir.
4. Kahramanmaraş Fay Zonu hangi faylarla bağlantılı?
Kahramanmaraş Fay Zonu, DAF (Doğu Anadolu Fayı) ve Ölü Deniz Fay Hattı ile bağlantılıdır.
5. Naci Görür halkı hangi önlemleri almaya çağırdı?
Naci Görür, vatandaşların deprem bilinci edinmesi, afet planları yapması ve binaların dayanıklılığını artırmaları gerektiğini vurguladı.
