İstanbul'da ortaya çıkarılan Yenidoğan Bebek Çetesi soruşturması, sağlık sistemindeki en karanlık suistimal olaylarından biri olarak gündeme damga vurdu. Bebeklerin, uygun olmayan özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirilmesi ve ölümle sonuçlanan ihmallerle kazanç sağlanması, Türkiye kamuoyunda büyük infial yarattı. Gıyasettin Mert Özdemir, çetenin kilit isimlerinden biri olarak öne çıkarken, ambulans şoförü olmasına rağmen organizasyonda kritik roller üstlendiği belirlendi.
Bu yazıda, Gıyasettin Mert Özdemir’in örgüt içindeki görevi, çalıştığı hastaneler ve soruşturma sürecindeki bağlantıları detaylarıyla ele alınacaktır. Özdemir'in verdiği ifadeler, çetenin işleyişini gözler önüne seriyor ve bebeklerin ölümüne yol açan ihmallerdeki sorumluluğunu ortaya koyuyor.
Gıyasettin Mert Özdemir Kimdir? Örgüt İçindeki Görevi Nedir?
Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Servis'te ambulans şoförü olarak görev yapmaktadır. Ancak, iddianamede yer alan bilgilere göre Özdemir’in görevleri sadece ambulans taşımacılığıyla sınırlı kalmamış; bebeklerin özel hastanelere sevk edilmesi ve bu süreçten maddi kazanç sağlanması gibi yasadışı işlerde de önemli bir rol üstlenmiştir.
Özdemir’in, birçok özel hastane ve başhekimle işbirliği yaparak, yenidoğan bebekleri uygunsuz koşullardaki hastanelere sevk ettiği belirtilmektedir. Soruşturma kapsamında, bebek tüccarlığı yapmak ve uygun tedavi imkanları olmayan hastanelere yönlendirmeler yapmakla suçlanmıştır. Özellikle, sevk ettiği bebeklerin doğru şekilde tedavi edilmemesi nedeniyle ihmali davranış sonucu ölüme sebebiyet vermek suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştır.
Gıyasettin Mert Özdemir’in Çalıştığı Hastaneler ve İddianamedeki Detaylar
Gıyasettin Mert Özdemir’in ismi, Reyap Hastanesi başta olmak üzere birçok özel hastaneyle bağlantılı olarak geçmektedir. Özdemir’in, hastanelerde başhekimlerle anlaşarak dışarıdan getirilen yenidoğan bebeklerin yatışını sağladığı ve bu işlemlerden kazanç elde ettiği belirtiliyor. Ancak bu hastaneler, bebeklerin uygun tedavi göreceği sağlık merkezleri olmaktan uzak olduğu için birçok bebeğin hayatı tehlikeye atıldı.
Hakan Doğukan Taşcı, verdiği ifadede, Özdemir’i "bebek tüccarlığı yapmakla" suçladı ve bu durumu CİMER’e şikayet ettiğini belirtti. Özdemir'in yönlendirdiği bebeklerin uygun bakım görmediği ve bunun sonucunda birçok ölüm vakasının gerçekleştiği kaydedildi.
İhmaller ve Suistimaller: Bebeklerin Hayatını Tehlikeye Atan Sevk İşlemleri
Özdemir'in örgüt içindeki rolü, sadece hasta sevkiyle sınırlı kalmamıştır. Çete lideri Fırat Sarı ve diğer üyelerle birlikte çalışarak, bebeklerin uygunsuz hastanelere sevk edilmesini organize etmiş ve bundan maddi kazanç sağlamıştır. Özellikle, kritik müdahaleler yapılması gereken bebeklerin ameliyat edilemeyecek durumda olan hastanelere yönlendirilmesi, birçok bebeğin yaşamını yitirmesine neden oldu.
Özdemir’in yönlendirdiği bebeklerden biriyle ilgili olarak Hasan Basri Gök, şu ifadeleri verdi:
"Bir bebek hastaneye geldiğinde durumu iyiydi. Ancak, yatışının 2. veya 3. gününde kalp anomalisi gelişti. Fırat Sarı, bu bebeği ameliyat edilemeyecek Birinci International Hastanesi’ne sevk etti. Sonuç olarak, bebeğe ameliyat yapılamadı ve ölüm gerçekleşti."
Bu süreçte, bebekten sorumlu kişinin Gıyasettin Mert Özdemir olduğu ve doktor eksikliğinde kendisini doktor olarak tanıtarak müdahalelerde bulunduğu belirtildi.
İddianameye Göre Suçlamalar ve İstenen Cezalar
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Gıyasettin Mert Özdemir’e karşı “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik” suçlamaları yöneltildi. Özdemir’in, 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Çete lideri Fırat Sarı ve örgütün diğer yöneticisi İlker Gönen hakkında da benzer suçlamalarla 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenirken, Özdemir’in ambulans şoförü olmasına rağmen örgütteki kilit rolü dikkate alındı.
Çete İlişkileri ve Bebek Ticareti
Özdemir’in, çete lideri Fırat Sarı ve hemşire Hakan Doğukan Taşcı ile yakın işbirliği içinde olduğu, soruşturma kapsamında ortaya çıktı. Fırat Sarı’nın talimatıyla bebeklerin özel hastanelere sevk edilmesinde kritik bir rol oynadığı ve başhekimlerle anlaşarak yatış işlemlerinden kazanç sağladığı iddia edildi.
Taşcı'nın ifadesinde, Özdemir’in usulsüz işlemler ve yasadışı ilaç satışları konusunda da sorumluluk üstlendiği belirtildi:
"Curusorf isimli ilacın usulsüz olarak satışı yapılarak gelir elde ettik. Tüm bu işlemlerden Özdemir’in de haberi vardı."
Sıkça Sorulan Sorular
1. Gıyasettin Mert Özdemir kimdir?
Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Servis'te ambulans şoförü olarak görev yaparken Yenidoğan Bebek Çetesi’nde aktif bir şekilde rol alan bir kişidir.
2. Özdemir’in örgüt içindeki görevi nedir?
Özdemir, bebeklerin uygun olmayan hastanelere sevk edilmesinden sorumlu olmuştur. Başhekimlerle anlaşarak bebeklerin yatış işlemlerini organize etmiş ve bundan maddi kazanç elde etmiştir.
3. Gıyasettin Mert Özdemir hangi hastanelerle bağlantılıydı?
Özdemir’in bağlantılı olduğu hastaneler arasında Reyap Hastanesi ve Birinci International Hastanesi yer alıyor. Bu hastanelerde usulsüz sevk işlemleri yapılmıştır.
4. Özdemir hangi suçlarla suçlanıyor?
Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik" suçlamaları yöneltilmiştir.
5. Özdemir hakkında ne kadar ceza isteniyor?
İddianamede, Özdemir’in 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edilmiştir.
Gıyasettin Mert Özdemir’in, Yenidoğan Bebek Çetesi’nin organizasyonunda kritik bir görev üstlendiği ortaya çıkmıştır. Bebeklerin, uygun olmayan hastanelere sevk edilmesinde başhekimlerle işbirliği yaparak kazanç sağladığı belirlenmiştir. Özdemir’in, hastanelerin yetersiz koşullarında bebeklerin hayatını riske atan sevk işlemlerine karışması, çetenin en büyük suistimallerinden biri olarak değerlendiriliyor.